XX.
İp Ucu : Sapadere kanyonu bölgenin görülecek en güzel doğa harikalarındandır.
Doğanın eşsiz güzelliklerine tanık olabileceğimiz yerlerden birisi Alanya' dır.
Mavinin her tonunun görülebildiği, alabildiğine uzanan kumsalları, doğal
oluşumları. Sanki hepsi ayrı ayrı düşünülmüş, planlanmış gibidir. Güneşin tüm
cömertliğini sergilediği Alanya' da gezilecek çok fazla yer, hayran olunacak çok
fazla oluşum vardır.
Damlataş Mağarası
1948 yılında liman inşaatı için taşa gereksinim duyulup taş ocağı açılması için
belirlenen yerde dinamit patlatılması sonucu tesadüf eseri keşfedilmiştir.
Damlataş Mağarası birinci çağ dönemlerinde oluşmuş yer katmanlarında ibarettir.
İncelemeler sonucunda on-on beş bin senede meydana geldiği tahmin edilmektedir.
Club Turtaş otel
Bilenler bilir sarkıt ve dikitleri ile görsel bir şölen sunar ziyaretçilerine. Nasıl oluşmuştur peki bunlar? Hikaye şöyle başlar... Alanya' ya yağan yağmurların bir miktarı gaz ve karbonikli sudan meydana gelir. Bu içerik de kireç taşı vb. eriterek mağarada boşluklar oluşmasını sağlar.
Erimeler devam ederken bu boşluklara sızan damlacıklar aşağıya doğru inerken donar ve bu şekilde aşağıdan yukarıya dikitler, yukarıdan aşağı da sarkıtlar oluşur. Mağaranın bazı yerlerinde de sarkıt ve dikitlerin buluşmasından sütunlar ortaya çıkmıştır. Adını nerden aldığı da zaten hikayenin sonunda rahatlıkla anlaşılmaktadır,)
Dim Çayı
Alanya' nın turizminde önemli bir yeri olan Dim Çayı yaz kış soğuk olan suyu ile
sıcaklardan bunalanlar için vazgeçilmez gezi yerlerinden birisidir. Hem doğanın
tadını çıkarmak hem de yorgunluğunuzu üzerinizden atmak için Dim Çayı
birebirdir.
Yol üzerindeki restaurant ve kafeler sayesinde harika bir gün geçirebilirisiniz. Açık havanın size katacağı rahatlığı şimdiden düşünmeye başlayın bence:) Suyu çevreleyen yemyeşil bitki topluluğu keyfinize keyif katacaktır.
Sapadere Kanyonu
Mavi, yeşil ve manzaranın yadsınamaz uyumu... Yaklaşık 400 m. yüksekliğe sahip
Sapadere kanyonu yürüyüş meraklıları için mutlaka görülmesi gereken yerlerden
biridir. Ormanın içinden geçerek suların şırıltısı eşliğinde harika bir gezi ve
manzara keyfi yaşayabilirsiniz.
Günün sonunda yenilendiğinizi ve bambaşka bir
dünyaya yolculuk ettiğinizi anlayacaksınız. Kanyonu gezdikten sonra Sapadere
Köyü içerisindeki su değirmenini ve ipek dokuma atölyesini mutlaka ziyaret edin.
Kanyonun muhteşem manzarası eşliğinde günün yorgunluğunu ve açlığınızı buz gibi
sularında avlanan alabalık ile giderebilirsiniz.
Ulaş Dinlenme Parkı
İlk zamanlarda yöre halkı için dinlenme ve plaj alanı olan bu yer çevre
düzenlemesi ile turizme kazandırılmıştır. Park bir yanda keyif içinde yemek
yiyebileceğiniz, balık tutabileceğiniz piknik alanından diğer yanda Alanya' nın
meşhur altın sarısı, ince kumlarında keyifle yüzebileceğiniz plajdan meydana
gelmektedir.
Piknik alanında masalar, oturma yerleri, çeşme, tuvalet mevcuttur. Piknikten sonra kayaların üzerlerine kurulmuş çay bahçelerinde çayınızı yudumlayabilir, Alanya' nın manzarasının tadına bir de buradan bakar, bol bol fotoğraf çektirebilirisiniz.
Alanya tarihi yerleri
Sultan derebeyinin kızı ile de
evlenerek kenti kelimenin tam anlamıyla yeniden yaratmıştır. Adı Alaiye olarak
değişen kent bugün hala görkemini koruyan kalesi, tersaneleri ve daha birçok
yapıtları ile Sultan' ın zamanında kentin en parlak zamanlarını yaşadığının
bir göstergesi olarak sayılabilir. Osmanlı topraklarına dahil olması 1471
yılında dönemin padişahı olan Fatih Sultan Mehmet' in komutanlarından birisi
olan Gedik Ahmet Paşa sayesinde gerçekleşir. Alaiye' nin serüveni önce Kıbrıs
eyaletine sonra Konya ve Antalya vilayetlerinin sancaklarına, en sonunda ise
1871 yılında Antalya' nın ilçesine bağlanarak sona erer. Temmuz 1933 de ise
Atatürk' ün emri ile Alaiye adını bugünkü adı ile bilinen Alanya ile
değiştirir.
Peki, bu dönemlerde hangi eserler hayata geçirilmiş. İlk sırayı Alanya Kalesi'
ne verelim.
Alanya Kalesi
Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından yapılmıştır. Kale 83 surdan ve
140 burctan oluşur. Kalenin yapısı Ehmedek, İçkale, Adam Atacağı, Cilvarda
Burnu Üstü, Arap Evliyası Burcu, Esat Burcu' na inerek Tophane ve Tersane' yi
geçtikten sonra Kızıl Kule' de son bulacak şekilde tasarımı yapılmış ve hayata
geçirilmiştir. Kaleye çıkılan yol üzerinde ve liman tarafına hüküm sürdüğü
bölgede çeşitli restaurantlar bulunmaktadır. Sabah kahvaltınızı ya da akşam
yemeklerinizi bu muhteşem manzara eşliğinde yemek Alanya' nın tadını bir kere
daha çıkartmak için yeterli sebeplerden birisidir.
Kızıl Kule
Alaaddin Keykubat'ın Alanya' yı fethinden 5 yıl sonra Kızıl Kule' nin yapımı
bitmiştir. Adını, inşasında belli bir yüksekliğe geldikten sonra taş blokları
kaldırmak çok güç olacağı için onun yerine üst kısmı pişmiş kırmızı tuğlalar
kullanmak durumunda kaldıkları zaman almıştır. Yapılma amacı ise denizden
gelecek saldırılara karşı limanı ve tersaneyi korumak içindir. Kule' nin
kendine has özellikleri vardır. Mesela askeri konumundan dolayı bu kadar
görkemli yapıtın kapısı aynı oranda küçük yapılmıştır. Çocuklar hariç bu
kapıdan girmek için başınızı eğmeniz gerekir. Sekizgen yapılı bu eserin 1.
katına kadar güneş ışıkları düşer.
Alladdin otel sahil
Selçuklu
Tersanesi
Selçuklu Tersanesi, Sultan Alaaddin Keykubat tarafından Kızıl Kule' den 2 yıl
sonra yaptırılmıştır. Gün ışığından en fazla yararlanabilecekleri konuma göre
inşa edilen tersane Sultan' a "iki denizin sultanı" ünvanını vermiştir. Bu
tersanenin diğer bir önemi de Selçukluların Akdeniz' de inşa ettikleri ilk
tersane olmasıdır. Tersanaye deniz yolundan teknelerle ya da Kızıl Kule' nin
yanındaki surlardan yürüyerek gidilebilir. Giriş ücretsizdir.
Ehmedek
Kızıl Kule' den 1 yıl sonra yapılan eser Kale kumandanlarının oturduğu yerdir.
Helenistik yapının son bulduğu yerdedir. Sultan yapılara dokunmamış sadece
ilave edilmesi gerekn yerlerde çalışma yaptırmıştır. Su sarnıçlarının,
hamamların ve sayısız ocakların bulunduğu bu yer Selçuklular döneminde devlet
ulularının ağırlandığı bir yerdir. Buradan Alanya' nın bütün manzarasını
görebilmek mümkündür.
İlginizi çekebilir