Kanallar, yüzer evler, lale ve değirmen şehri...
Bir şehirde sükunet huzur sakinlimi arıyorsunuz ?
Türkiye bitti,
artık dünyayı gezmek istiyorum mu dediniz? Amsterdam’dan
başlamalısınız…Geniş metro ağı, çevresini saran su kanalları, Picasso ve
Van Gogh’ un ünlü tablolarının sergilendiği müzeleri, yüzlerce cafe ve
gece kulübünün yanı sıra, kadınları cezbeden bir diğer özelliği de
muhteşem çiçekleri olan Amsterdam’da özgürlüğün ve eğlencenin tadını
çıkartabilirsiniz. Bir rahip, bir hayat kadını, bir uyuşturucu bağımlısı
ve bir polis.
Bu dörtlüyü
yalnızca bir film karesinde yan yana görebileceğinizi
sanıyorsanız, yanılıyorsunuz! Red Light District (Kırmızı Fener Sokağı)’
de ilginç mimarisinden etkilenip de camından içeri bakmaya çalıştığınız
bir evden her an çırılçıplak bir travesti size el sallayabilir! Canlı
seks şovlarını, modern sanatların enteresan eserlerini ve adım başı
kendine has pan-cakeler yapan cafeleri görmek, bu şehrin sakinleri için
hiç de garip değil…
Amsterdam’da
geçireceğiniz bir tatil sonrası ilk arkadaş toplantısı
biraz uzun süreceğe benziyor, zira anlatacak o kadar çok şeyiniz olacak
ki! Ve yine Amsterdam’ın Avrupa şehirleri arasında kadınlar tarafından
en çok ziyaret edilen şehirlerden birisi olduğunu biliyor muydunuz?
Başka hangi Avrupa şehrinden en yakın arkadaşınız için üzerinde ters
çevirdiğinizde yavaş yavaş soyunan bir erkek resmi olan tükenmez kalem
alabilirsiniz ki?
Abur – cubur sever misiniz? Amsterdam’dan dönerken, çeşit çeşit
baharatlı veya peynirli, çubuk şeklinde veya yuvarlak, kiloluk
paketlerde veya minicik kutularda satılan krakerler de fiyatları yarım eurodan başlayan ekonomik ve eğlenceli bir hediye olabilir. Biraz da
kendimize hediye almalıyız!
Amsterdam’ın meşhur su kanallarında yalnızca “tekne gezisi”
diyemeyeceğiniz, daha çok “temalı bir sanat şovu” nu andıran geziler
yapma imkanınız da var. Yalnızca gezi için özel yazılmış şarkıların
söylendiği “müzikli ve şarkılı tekne turu”, Pampus Adası’ndaki kaleyi
görmek için düzenlenen “kale tekne turu”, kentin dar su kanallarından
geçerek limana ulaşacağınız “macera tekne turu” bu marjinal turlardan
yalnızca birkaçı.
Marken & Volendam Adası’nda eski balıkçı evlerini tur ile giderek gezebilir, kraliyet havası solumak için Grand Holland bölgesi’nde bir gün geçirebilir veya kendinizi metro haritasına emanet ederek, adım adım bu macera dolu kenti keşfedebilirsiniz.
Az zamanda
çok hikaye biriktirmek isteyenler, Amsterdam'ı gezmeyi ertelemesinler.
Sıla Erdim