Madrid, yirminci yüzyılın
büyük bir kısmını totaliter rejimin baskısında geçirdikten sonra, yepyeni bir
yüzle ağırlıyor konuklarını...
CUMARTESİ
09:00 PUERTA DEL SOL
Madrilenos’ların yani Madridlilerin gözbebeği, şehrin en kalabalık noktası ve
diğer şehirlerin başkente olan mesafelerinin ölçüldüğü “0 km taşı”nın da
bulunduğu meydan, turumuzun başlangıç noktası. Eski şehir kapısından adını alan
“Güneş Kapısı”, tüm yolların çıktığı güzel bir meydan. Puerta del Sol’u, şehrin
sembolü haline gelen “Ağaca tırmanan ayı” heykeli süslüyor.
10:00 OPERA VE KRALİYET SARAYI
Bugün gezilecek yerler arasında,
Puerta del Sol’den yürüyerek Opera binasına ulaşabilirsiniz. Opera’nın hemen
arkasında bulunan Kraliyet Sarayı, 2000’in üzerinde odasıyla büyük bir alana
yayılmış. Hemen girişindeki Almudena Katedrali, geçtiğimiz aylarda Veliaht Prens
Felipe’nin düğününe evsahipliği yapmıştı.
9 Euro vererek rehber eşliğinde
sarayı gezebilirsiniz. Abartılı bir görkeme sahip olan yapıda kraliyet ailesine
özel bir şapel de mevcut. Kral Juan Carlos ve eşi Sofia, Zarzuela Sarayı’nda
yaşadıkları için bu mekânı daha çok devlet misafirleri için kullanıyorlar. Ayda
bir yapılan muhafız alayı törenine rastlarsanız kaçırmayın.
12:00 PLAZA DE ESPANA
Sarayı gezdikten sonra, şehrin meydanlarından olan İspanyol Meydanı’na yürüyerek
ulaşabilirsiniz. İspanyol edebiyatına damgasını vuran Miguel Cervantes’in
heykeli meydanın tam ortasında bulunuyor. Don Kişot da heykelin bir parçası.
13:00 PLAZA MAYOR
1619 yılında krallığa prestij sağlayacak bir alışveriş merkezi olarak inşa
edilen ve bir avlunun etrafına dizili 136 binadan oluşan bu mekânın 437
balkonundan, boğa güreşlerini ve engizisyon cezasıyla yakılanları seyretmiş
geçmişin insanları.
Bugün ise
gezilecek yerler arasında. İspanyolların
meşhur tapas (tadımlık mezeler) barlarıyla dolu olan meydanın arka sokaklarında
kaybolursanız, daha uygun fiyatlı olan ve yerlilerin gittiği barlara da
rastlayabilirsiniz.
15:00 GRAN VIA’DA ALIŞVERİŞ
Puerto del Sol’u, kentin en hareketli caddelerinden Gran Via’ya bağlayan ara
sokaklarda, alışveriş yapabileceğiniz çok sayıda dükkân var. İspanya’nın her
yerinde şubesi olan El Corte Ingles burada da hizmetinizde.
Müzikle ilgili
aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Fnac’ın büyük bir mağazası da, yine Preciado
Sokağı üzerinde müşterilerini bekliyor. Kalabalık yerlerde, özellikle de Gran
Via üzerinde yankesicilere dikkat! Caddede çok sayıda sinema ve tiyatro salonu
da mevcut.
17:00 PLAZA COLON VE SERRANO
Metronun dört numaralı hattına binip, Colon durağında inerseniz, Kristof Kolomb
meydanına ulaşabilirsiniz. 1885 yılında Arturo Melida tarafından aynı zamanda
bir
kültür merkezi olarak düzenlenen meydanın bir köşesinde Milli Kütüphane ve
Arkeoloji Müzesi, diğerinde ise Hard Rock Café bulunuyor.
Yukarı doğru
giderseniz Santiago Bernabeu stadyumuna ulaşırsınız. Ünlü markaların bulunduğu
şık cadde Serrano ise, meydanın hemen arkasında kalıyor.
20:00 BOTIN’DE YEMEK
Madrid ne yenir ?.
İspanya’da sakın 20:00’den önce yemeğe gitmeyin, kapıda kalırsınız. İnsanların
saat 23:00 gibi teşrif ettiği restoranlar karın doyurmak için değil, hayatın
tadını çıkarmak
için. Guinness Rekorlar Kitabına göre 1725 yılında hizmete açılan Botin, (www.botin.es)
dünyanın en eski restoranı. Mutlaka rezervasyon yaptırın! Porsiyonlar büyük.
Fırında kuzu spesiyaliteleri 18,15 Euro, dev bir tabak tavuk güveç ise 9,10Euro. Meyve ile karıştırılıp yapılan Sangria şarabının karafı ise 5 Euro.
Calle de Cuchilleros, 17.
Tel: (0034.91) 366 42 17.
22:00 FLAMENKO
Her ne kadar Flamenko’nun vatanı Endülüs olsa da, Madrid’de Flamenko gösterisi
izleyebileceğiniz iki yer var. Corral de la Pacheca (www.corraldelapacheca.com)
J.R. Jimenez, 26 numarada bulunuyor. Florida ise Retiro Parkı’nda ve girişi
Menendez Pelayo’dan yapılıyor. Geceyi bir kulüpte noktalamak istiyorsanız,
Puerto del Sol’deki Arenal Sokağı’nda, Palacio de Gaviria sizi bekliyor (www.palaciogaviria.com).
PAZAR
09:00 ARENA, ALCALA KAPISI VE RETIRO PARKI
Merkeze 13 km olan Barajas Havalimanı’ndan şehre girdiğinizde, nisandan ekime,
her pazar boğa güreşlerinin yapıldığı Las Ventas arenası karşılıyor sizi. Arena,
Kuzey Afrika ve Arap etkileri taşıyan bir mimariye sahip. Önündeki heykel elinde
bohçası büyük şehirde soluğu alan ve daha sonra efsanevi bir matador olan
Yiyo’ya ait. Bir başka köşede ise, penisilini bulup, matadorları mutlak bir
ölümden kurtaran doktorun heykeli... Yolun devamında Alcala adında, beş kapılı
bir zafer takı var. Hemen yanında ise, 17. yüzyılda saray bahçeleri olarak
düzenlenen Retiro Parkı...
11:00 ATOCHA İSTASYONU
İstasyonun içi bir botanik bahçe görünümünde. Mart ayındaki patlamada iki yüze
yakın insanın hayatını kaybettiği bu istasyon, saatte 250 kilometre sürat yapan
ve iki buçuk saat içinde, sizi Endülüs’ün merkezi Sevilla’ya taşıyacak hızlı
trenin de kalktığı yer. İstasyonun arkasında, kentin 3 önemli müzesinin
bulunduğu bölge yer alıyor.
11:30 CENTRO DE ARTE REINA SOFIA
Şu anki Kral Juan Carlos’un eşi olan ve adı Türkçe “Bilge” anlamını taşıyan eski
Yunan kralının kızı Kraliçe Sofia’nın, özellikle modern sanat eserlerini
toplayarak oluşturduğu koleksiyonunu sergilediği müzesi, salı günleri kapalı,
giriş ise 3 Euro. Ağırlıklı olarak, İspanyol resim sanatının 20. yüzyıldaki
örneklerinin sergilendiği müzede, Dali ve Miro’nun eserleri görülebilir. Daha
önce Prado Müzesi’nde sergilenen Picasso’nun Guernica’sı da, müzenin en önemli
eserlerinden.
13:30 ÖĞLE YEMEĞİ
Prado Müzesi’nin karşısındaki Huertas Caddesi’nden Puerta del Sol’a giderken çok
sayıda restoran ve bar var. Öğle yemeği için “menu del dia” dedikleri günün
mönüsünü deneyebilirsiniz. Böylelikle, 3 çeşit yiyecek ve bir içeceği 6 ile 10
Euro arasında bir fiyata tadabilirsiniz.
15:00 THYSSEN BORNEMISZA MÜZESİ
Görülecek yerler arasında bugün,
Denizler Tanrısı Neptün’ün heykelinin olduğu meydanda, Prado Müzesi’nin biraz
ilerisinde, Thyssen Bornemisza Müzesi yer alıyor. Tiziano, Goya ve Van Gogh,
sekiz yüzün üzerinde eserin bulunduğu bu müzede öne çıkan sanatçılardan
bazıları. Villahermosa Sarayı’nda bulunan müze dört katlı ve eserler kronolojik
olarak sergileniyor. En alt katta bir de kafe bulunuyor.